Tarih: 04.12.2025 12:45

RAKAMLAR TARTIŞMA YARATTI: TÜİK’E GÖRE UCUZLAYAN GIDA, MUTFAKTA NEDEN ZAMLI?

Facebook Twitter Linked-in

Kasım ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından ortaya çıkan veriler, farklı kuruluşların ölçümleri arasındaki çelişkiler nedeniyle tartışma yarattı. TÜİK'in Kasım TÜFE'si aylık %0,87 artış gösterirken; gıda grubunda hem düşüş hem artış sinyalleri bir arada çıktı. İTO ve TÜRK-İŞ gibi kurumların verileriyle TÜİK verileri arasındaki farklılıklar tüketicinin ve ekonomistlerin dikkatini çekti.

GIDADA KARIŞIK TABLO

TÜİK'e göre gıda fiyatları Kasım'da grup bazında %0,69 düşüş gösterdi. Ancak gıdaya ilişkin daha detaylı bakış, tablonun ne kadar karmaşık olduğunu ortaya koyuyor: gıda grubundaki 37 maddeden ağırlığı toplamda %8,66 olan 8 madde ucuzlarken; ağırlığı %16,31 olan 29 madde zam gördü. İlginç olan nokta ise, ucuzlayan 8 maddedeki toplam düşüşün, basit hesapla hesaplanan %-0,69'luk düşüşü tek başına açıklamaya yetmemesi.

KURULUŞLAR ARASI ÇELİŞKİ: İTO, TÜİK, TÜRK-İŞ FARKLI HİKÂYELER ANLATIYOR

Farklı kaynaklar fiyatların yönü konusunda birbirinden farklı sonuçlar veriyor. Örneğin uçak bileti fiyatlarında İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre %17 düşüş tespit edilirken, TÜİK verileri aynı kalemde %14 artış gösteriyor. Bu tür çelişkiler, "aynı ürünü/kategoriyi farklı metodolojilerle ölçünce farklı sonuç çıkması" sorununu gözler önüne seriyor: İstanbul'da ölçülen fiyat hareketleri ile ülke geneli ölçümleri birbiriyle örtüşmeyebiliyor.

ENFLASYONUN "ÖNEMİ" ÜZERİNE

Kasım verisinin önemi, özellikle çalışanlar ve emekliler açısından yılbaşında yapılacak zamlar ve enflasyon farkı hesaplamaları yönünden büyük. Ancak tartışmanın özünde daha derin bir soru var: "Rakamın kendisi ne kadar güvenilir ve kamuoyuna ne kadar doğru anlatılıyor?" Yazarın da vurguladığı gibi, Kasım enflasyonunun kaç açıklandığı teknik olarak önemli olsa da, asıl tartışma rakamların birbirleriyle çelişmesinin oluşturduğu güvensizlikte toplanıyor.

KAMUOYU VE POLİTİKA İÇİN SONUÇ

Uzmanlara göre farklı kurumların verdiği veriler arasındaki tutarsızlıklar, para ve maliye politikalarının yönlendirilmesinde yanıltıcı olabilir; ayrıca halkın enflasyon algısını ve beklentilerini etkileyerek sosyal ve siyasi baskıyı artırabilir. Bu nedenle şeffaflık, metodoloji açıklığı ve veri derinliğinin kamuoyuna net biçimde aktarılması talepleri gündeme geliyor.

Kasım enflasyon verileri, sadece yüzdeyle değil; verilerin nasıl ölçüldüğü, hangi bölgesel ve sektörel kapsama göre derlendiği sorularıyla birlikte okunmalı. Aksi takdirde "enflasyon" dediğimiz olgu, kurumlar arasında farklı hikâyelere dönüşmeye devam edecek.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —