Platform temsilcileri, bölgede kurulmak istenen haddehanenin toprağa,
havaya ve suya geri döndürülemez zararlar vereceğini vurgulayarak projenin
iptal edilmesini talep etti. "Zehirlenmek istenen toprak değil, bizleriz"
vurgusu, hem halkın sağlık endişesini hem de gelecek kuşakların yaşam
hakkını öne çıkaran temel slogan olarak görüşmede sık sık dile getirildi.
Toplantı sırasında, Kartepe Çevre ve Yaşam Platformu adına milletvekili
Lütfü Türkkan'a sürecin tüm detaylarını içeren bir bilgilendirme yapıldı.
Bölgede toplanan imzalar, hazırlanan raporlar ve vatandaşların şikâyet
dilekçeleri Türkkan'a sunuldu. Kartepe halkının tepkisinin ve
rahatsızlığının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gündemleştirilmesi,
komisyonlarda ele alınması ve bölge halkının itirazlarının, çevre
katliamına sessiz kalanların dikkatine açık biçimde sunulması istendi.
*Çernobil örneğiyle uyardı*
Lütfü Türkkan'ın, ziyarete konuya hâkim bir şekilde geldiği ve konuşmasında
Çernobil faciasını örnek gösterdiği aktarıldı. Türkkan'ın, "Yüzlerce
kilometre uzaktaki bir nükleer kazanın bile bizi nasıl etkilediğini
yaşadık; benzer bir duyarsızlığı burada yaşayamayız" sözleriyle, haddehane
projesinin yaratabileceği risklere dikkat çektiği belirtildi. Sanayi
yatırımlarının plansız ve denetimsiz biçimde, yerleşim alanlarının ve su
havzalarının hemen yanı başında konumlandırılmasının kabul edilemez
olduğunu vurguladı.
Türkkan'ın, mücadeleye siyasi örgütüyle birlikte destek vereceğini, bölgede
bir eylem planlanması halinde "*En önde ben yürüyeceğim"* diyerek dayanışma
mesajı verdiği ifade edildi. Bu sözlerin, çadırda bulunan yurttaşlar
tarafından alkışlarla karşılandığı, demokratik ve barışçıl protesto
hakkının sonuna kadar kullanılacağı vurgulandı.
*10 binler hedefleniyor*
Platform yetkilileri, bugüne dek kısa sürede binlerce imza toplandığını,
hanelere ulaşıldığını ve mahalle mahalle bilgilendirme toplantıları
yapıldığını belirterek, "Toplumu örgütlemek bizim görevimiz. Birlikte
hareket edersek bu projeyi durdurabilir, doğamızı koruyabiliriz" çağrısında
bulundu. Gerek sosyal medya kampanyalarıyla gerekse sahada yüz yüze
çalışmalarla imza sayısını on binlere ulaştırmayı hedeflediklerini dile
getirdiler.
Toplantının sonunda, platform temsilcileri ve bölge halkı, nöbetin
kararlılıkla süreceğini, topraklarına, sularına ve yaşam alanlarına sahip
çıkmaya devam edeceklerini açıkladı. Nöbet çadırının, yalnızca bir itiraz
noktası değil; aynı zamanda dayanışmanın, bilgilendirmenin ve ortak
mücadelenin buluşma alanı olmaya devam edeceği ifade edildi.