30 Ağustos bu aziz vatanın tapusunun bir kez daha bize ait olduğunun tescili ve dost düşman herkese ilanının yapıldığı tarihi bir gün ve tarihi bir dönüm noktasıdır.
30 Ağustos Zaferi; ülkemizi parçalamak ve milletimizi esaret altına almak isteyen devletlere karşı, yokluk içinde, zor koşullarda ve her şeyin bittiği sanılan bir dönemde dil, din ve ırk ayrımı gözetmeden vatan sevgisiyle bir araya gelmiş milletimizin, örnek birlik ve beraberliği ile kazanılmış onurlu bir zaferdir.
Tarihi Erzurum kongresinde alınan " Vatan bir bütündür parçalanamaz, manda ve himaye kabul edilemez" iradesinin kuvveden fiile çevrilmesinin yıl dönümüdür.Bu aziz toprakları bizlere kuruluşta kapıyı açarak, kurtuluşta düşmandan arındırarak iki kez vatan yapan Türkün iki büyük evladı Sultan Alparslan ve Atatürk'e çok şey borçlu olduğumuz asla aklımızdan çıkarmamalıyız.
Milli Mücadele'yi tarihte eşi benzeri görülmemiş bir zaferle taçlandıran, her aşaması vatanseverlik ve kahramanlık destanlarıyla dolu ordumuzun gerçekleştirdiği 30 Ağustos Zaferi'nin 98. yıl dönümünde millet olarak ne kadar gurur duysak yerindedir. O gün olduğu gibi bugün de millet olarak birlik ve dirlik içinde aydınlık ve güzel geleceklere yürüyeceğimizden herkes emin olmalıdır.
Her karışı şehit kanıyla sulanmış, her tarafı fedakarlıklarla süslenmiş bu aziz yurt köşesinde bulunmaktan çok bahtiyarım.
Bu duygu ve düşüncelerle, kutsal vatanımızın varlığı ve bağımsızlığının dünyaya kabul ettirildiği bu çok anlamlı zaferin yıldönümünde, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah arkadaşlarını; büyük Türk milleti için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve minnet duygularımla anıyorum.