Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutladı. Başkan Akyüz, yaptığı kutlama da şu sözlere yer verdi;
1 Mayıs’ta Milyonlarca Emekçinin Yüreği Birlikte Atacak
Bu yıl 1 Mayıs’ı, salgın koşulları devam ederken kutlayacağız. Emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta, alanlarda omuz omuza olmak ve taleplerimizi güçlü biçimde yükseltmek isterdik.
Ne yazık ki, salgın nedeniyle 2020 yılında 1 Mayıs’ta yan yana olamayacak, mitinglerimizi yapamayacağız. Fakat bu durum, fabrikalarda, işyerlerinde, madenlerde, tersanelerde ve atölyelerde alınteri döken milyonlarca işçinin 1 Mayıs’ta yüreğinin birlikte atmasını engelleyemeyecek. Sorunlarımız ortak ve bu sorunlarımızın çözümü için mücadele ederken 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda, varlığımızı göstermek ve taleplerimizi ortaya koymak durumundayız.
1 Mayıs, işçilerin 8 saatlik işgünü talebiyle başlattıkları mücadelenin mirasıdır. Geçmişte bu mücadelede nice bedeller ödenmiş, çok zor koşullarda dahi işçiler haklarına sahip çıkarak bugünü kutlamıştır.
Yıllardır Gebze Sendikalar Birliği olarak, tüm Türkiye’nin imrendiği coşkulu 1 Mayıs mitingleri düzenledik. Bu mitinglerde işçi sınıfının tüm kesimlerini bir araya getirerek birlik ve dayanışmanın en güzel örneklerinden birisini sergiledik.
Bu yıl, Türkiye’de ve Gebze’de kutlamalar sembolik düzeyde gerçekleştirilecek olsa da, sendikalar olarak çeşitli platformlardan sesimizi duyurmaya çalışacağız. Üstelik, salgın ve salgının yol açtığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle sorunlarımızın katlandığı bir ortamda, 1 Mayıs emekçilerin taleplerini yükseltmesi açısından çok daha önemli bir gün haline gelmiştir.
Salgın nedeniyle işçilerin iş ve gelir güvencesi büyük bir tehdit altındadır. Bu dönemde, işverenlerden önce işçiyi koruyan önlemlerin alınmasını istiyoruz. İşten çıkarmalar tümüyle yasaklanmalıdır, işçilerin gelir kaybına uğraması önlenmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu, amacı dışında kullanılmamalı, bu fondan yararlanma koşulları kolaylaştırılmalıdır.
Ekonomide kaynak arayışlarının hızlanmasıyla kıdem tazminatının fona devredilmesi ya da BES uygulamasının tümüyle zorunlu hale getirilmesi gibi arayışlara girilmemelidir. Kıdem tazminatı hakkımıza asla dokunulmamalıdır. Esnek çalışma biçimlerinin salgın bahane edilerek yaygınlaştırılmasını istemiyoruz. Ücretsiz izin gibi dayatmaları kabul etmiyoruz.
Çalışanların sağlığı, salgın döneminde hiçe sayılmıştır. Halka evde kal çağrıları yapılırken, işçiler görmezden gelinmiştir. Temel üretim ve hizmet alanları dışında üretimin durması talebimize kulak tıkanmış, işçiler büyük riskler altında çalışmak zorunda bırakılmıştır. Bu noktada, salgının oluşturduğu yeni riskler de gözetilerek işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri eksiksiz alınmalı, herhangi bir risk durumunda üretim derhal durdurulmalıdır.
Salgın döneminde kısıtlanan sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Sosyal devlet uygulamaları tüm mekanizmalarıyla hayata geçirilmelidir. Vergi sisteminde adalet sağlanmalı, refah adil biçimde dağılmalıdır.
Özelleştirmelere son verilmesi ve devletin ekonomide daha etkin bir rol oynaması gerektiği gerçeği, salgın döneminde daha net ortaya çıkmıştır. Sosyal güvenlik sistemi güçlendirilmeli, sağlık ve eğitim gibi hizmetler eşit ve parasız biçimde devlet tarafından sağlanmalıdır.
Sendikalar, işçi sınıfının bu taleplerini 1 Mayıs’ta ifade etmenin yollarını bulacak ve tavrını ortaya koyacaktır. Salgın koşullarında kutlanacak olan 1 Mayıs’ta, milyonlarca emekçinin yüreklerinin birlikte atacağını biliyoruz. Salgın döneminin tüm zorluklarını hep birlikte aşacağız. İnsanca yaşanabilecek bir dünya emekçilerin ellerinde yükselecektir.
Daha iyi ve daha güzel bir dünyanın işçi sınıfının mücadelesiyle kurulacağına olan inancımla, tüm emekçilerin 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum. Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sınıf dayanışması!
