KOCAELİ NABIZ: AZRA KOÇAK KİMDİR?
AZRA KOÇAK: 1995 doğumluyum. Kartal’da doğdum. Öğrenimimi Darıca Aslan Çimento Teknik Lisesi’nde tamamladım, daha sonra Yalova meslek yüksekokulunda 2 yıllık okudum. Oradan dikey geçiş yaparak Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde 5 yıllık diyetisyenlik bölümünü bitirdim. Yaklaşık olarak 2. yılıma gireceğim. Gebze ve Çayırova Fenerbahçe futbol okulunun diyetisyenliğini yapıyorum.5-15 yaşındaki çocukların özel diyetlerini yazıyorum, yeri geldiğinde onları motive ediyorum, öneriler veriyorum. Sadece çocuklara değil, ailelerine de bu anlamda bilgi veriyorum. İsteyen herkesle bire bir de ilgilenebiliyorum. Online üzerinden sürdürüyorum şuan eğitimi.
KOCAELİ NABIZ: HAYALİNİZ DİYETİSYEN Mİ OLMAKTI?
AZRA KOÇAK: Hayalimde hiç diyetisyen olmak yoktu, Gıda Mühendisi olmak çok istedim, Gıda Mühendisliği okumaya karar verdim, hatta tüm tercihlerimi onun üzerine yaptım. Daha sonra çok sevdiğim bir kuzenim gıda mühendisliğiydi bana bunun çok fazla iyi olmadığını bence diyetisyenliğe yönelmelisin dedi. İstemeye istemeye son tercihime diyetisyenliği yazdım. Ve son tercihim geldi. Ama iyi ki okumuşum diyorum, ben okudukça bölümümü sevenlerdenim. İsteyerek yazmadım ama okudukça sevdim. Çok mutluyum bu bölümü okuduğum için. Çünkü insanlara bir yararım oluyor, hem sağlık anlamında bir de bizim işimizin psikolojik boyutu çok fazla. Sadece zayıflatmıyoruz ya da sadece kilo aldırmıyoruz aynı zamanda insanların çok fazla ruhsal olarak geride olmaları ve bizim desteğimizle birlikte bireyi ileri taşıyoruz.
“İNSANLAR MUTLAKA ÜRÜNLERİN ETİKETİNİ OKUMALI”
KOCAELİ NABIZ: DİYET KONUSUNDA ERKEN YAŞ NE KADAR ÖNEMLİ VE AİLELER BU KONU HAKKINDA YETERİNCE BİLİNÇLİ Mİ?
AZRA KOÇAK: Futbol okulunda özellikle bunlardan çok fazla var. Mesela obez olup ya da çok zayıf olup bana gelen çocuklarım var. Geçen on yaşında bir çocuğum geldi ve kapıdan içeriye girdiği an dedim ki “neden bu kadar zayıfsın” hiç iştahı yok, hiçbir şey yemiyor. Aşırı derecede iştahsız ve annesi babası son derece farkında bu durumun ve hocam diyet yazmaya başlamamız lazım yoksa biz yediremiyoruz dedi. Şimdi anne baba ona o kadar sen zayıfsın zayıfsın demiş ki, çocuk bana isteyerek gelmiyor, ben ona sadece hayatın farklı şeylerini anlatmaya çalışıyorum. Futbolu çok seviyor mesela, diyorum ki eğer yemek yemezsen futbol oynayamazsın çünkü rakibin sana karşı koymaya çalıştığında sen ona güç gösterisi yapamayacaksın diyerek onları biraz daha rahatlatmış oluyoruz. Ama genel olarak baktığımızda diyete gelen tüm hastalarım daha önceden araştırmasını yapmış ve bilinçli bir şekilde yanıma gelmiş oluyor.
KOCAELİ NABIZ: DİYETİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE ETKİLERİ NELER?
AZRA KOÇAK: Bağışıklık sistemine etkisi denilince aklı ilk önce uyku geliyor. Yeterli uyku ve düzenli uyku bizim için her zaman çok önemli. Eğer yeterli ve düzenli bir uyku uyumazsak bağışıklık sistemimiz zaten bir sıfır yenik başlıyor hayata. Saat özellikle 12 ve 6 sıralarında kesinlikle uyuyor olmamız gerekiyor. Çünkü o saatlerde uyku hormonlarımız salgılandığı zaman, bizim hem büyümemizi hem de bağışıklık sistemimizin gelişmesini sağlıyor. Mesela bağışıklık sistemimizin aşırı derecede bozulmaya sebep olan bir sürü neden var; birincisi sigara kullanımı, sigara hem bağışıklık sistemimizi bozuyor hem kanser ve yanında gelen bir sürü hastalığında beraberinde insanın ölmesine neden oluyor. Ayrıca kimyasal hormonlarımızın da daha erken bozulmasına neden oluyor. Yani yaşama süremiz 80 ise bizim yaşama süremizi çok rahat 60’a indiriyor. Artı yetersiz beslenmeyi de bağışıklık sistemimizi doğru, dengeli ve yeteri kadar beslenmeyi öğretmemiz gerekiyor. Çünkü yetersiz beslenme bizim bağışıklık sistemimizi çok zorluyor. Alkol yine aynı şekilde. Alkol tüketimini kesinlikle sınırlandırmamız gerekiyor. Ayrıca bir de şeker. Şeker ve şeker türevi ürünler bunlar bizim için çok önemli. Artı şeker hastalığı çocukların çok daha fazla üzerinde etkili olmaya başladı ve şeker hastaları aşırı derecede tatlı istiyorlar, ekmek tüketmek istiyorlar, asla doymuyorlar, çünkü insülin dirençleri artık yok. Ama sen çocuğa çikolata yeme, bisküvi yeme diyemiyorsun çünkü yanında bir sürü yiyen arkadaşı var. Bu yüzden şeker tüketimini kısıtlamamız lazım, işlenmiş tüm ürünlerin özellikle knorr, tavuk bulyom, hazır çorbalar, sucuk, salamlar, içerisinde bulunan trans yağ içeriği bulunan besinler mutlaka etiket okunmalı. Trans yağı yok yazar mesela ürün üzerinde etiketinde 0,1 yazdığını görürsünüz, o gıdanın bize aslında sunduğu güzel bir hiledir. Trans yağ yoktur ama 0,1 vardır. 0.5 arasını bizim gıda kompleksleri olabilir olarak tanımladığı için onlar çok rahatlıkla yoktur yazabiliyorlar. Ama sonuç olarak bizim kanser hastalarımızda büyük etki ediyor. Stres ve yalnız yaşamakta bağışıklık sistemimizi etkileyen diğer faktörler.
KOCAELİ NABIZ: DİYETTE VİTAMİNLERİN ÖNEMİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? TAKVİYELERİN DİYETE ETKİSİ SİZCE NE?
AZRA KOÇAK: D vitamini veya B12 vitamini örneğin bana hastam geldi benim hiçbir şikâyetim yok dedi onunla birlikte diyete başladık. Yaklaşık 1 yıl sürecek mesela bu diyet ilk hafta hiçbir şeyden kaybımız olmazsa sudan kaybımız olur. İlk başladığımızda çünkü şok diyeti yaratır. Çünkü hiç diyet yapmamıştır ilk defa başlar hemen kilosunu fark eder. Ve bizin 2 hafta geldi 3 hafta geldi 1 ay geldi ve diyet de kilomuz yarım kilo düşüyor. Bu bizim normalde yani bir kiloyu öngörürüz biz. Bizim için bazı yerlerde çok az olabiliyor. D vitamini ve B12 vitamini eksikliği olduğu takdirde bizim diyette kilo vermek gibi bir durumumuz olamaz. Bu eksiklikleri yerine koymamız lazım. Daha sonra bu eksikleri yerine koyduktan sonra diyetimize devam ediyoruz. Çünkü B12 vitamini hem bağışıklık anlamında bize bilgi veriyor. Ve D vitamini çoğu insanda eksiktir, yaşlılarda, gece çalışanlarda, emziren annelerde fazlasıyla eksiktir. Güneş görmeyen, kapalı giyinen kadınlarda daha fazla eksik olur. Vitaminleri düzenli olarak aldığımızda daha rahat bir diyet sonucu alabiliriz. Takviyeler diyetisyenler tarafından yazılabiliyor. Yani takviyeleri yazmak yerine doğal yoldan almak daha mantıklı. Mesela bugün herkes yumurta yiyor, yani yumurta D vitamininde var, B12 vitamininde var zaten bu ikisini de alıyoruz. Normal besinlerden alacağımız vitaminleri takviyelerden almaya gerek yok. Ama ekstra durumlara alınabiliyor. Doktorun önerdiği markalardan almakta en önemlisi.
KOCAELİ NABIZ: DİYETE BAŞLATTIĞINIZ HASTALARDA YAPAMIYORUM DEYİP, BIRAKANLAR OLDU MU?
AZRA KOÇAK: Artık yapamıyorum mu almadım ama bu hafta tatlı yiyebilir miyim, pasta yiyebilir miyim, akşam bir telefon saat on civarı bir dilim pasta yedim hocam bir şey olur mu? Olmaz.. yarın sabaha telafi ederiz diyorum. Kahvaltıyı hafif tutuyorum, öğle yemeğini salata ile geçiştiriyorum ve pastayı telafi ediyorum. Yani onlara yiyemezsin demiyorum çünkü kendimde yiyorum, kendim yediğim bir şeyi insanlara yasaklamayı doğru bulmuyorum. Sadece neyi nasıl telafi edeceğimizi öğrettiğimiz zaman hiçbir problem kalmıyor.
KOCAELİ NABIZ: TÜRKİYE’DEKİ ‘DİYET’ TANIMINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
AZRA KOÇAK: Zayıflamak. Kesinlikle bu diyet denilince insanın aklına asla sağlıklı beslenmek gelmiyor. Bana bir şeyleri kısıtlayacak ve benim yememi engelleyecek ben zayıflayacağım. O tanımda kişilere kötü geliyor. Çünkü diyor ki hayır ben çok fazla yemek yiyordum, şimdi sen benim hayatımdaki bütün yaşam şeklini aldın. Ben zaten bunu yapsam da zayıflardım kendi kendime sana gelmeme gerek yok ki diyor. Aslında biz onlara neyi ne kadar yemeleri gerektiğini öğretiyoruz çünkü her şeyin içerisinde bir vitamin ve bir mineral var. Bu anlamda hastalıklarda çok önemli.
