Tomris Uyar’ın ruh halinden esinlenerek hazırlanan oyun, Ekim ayında tiyatro severlerle buluşacak.
REMZİYE ÖZPOLAT: Hem oyunculuğunuzla hem de yönetmenliğinizle gelecek kuşaklara örnek oluyorsunuz, Şuan yönetmenliğini yaptığınız Tomris oyunun hikayesini sizden dinlemek isteriz, Tomris’in ana teması nedir?
MEHMET ULAY: Tomris Uyar feminist, benim tabirimle deli diyeceğim ve ülkemiz için değerli bir yazar. Oyunumuzda Tomris oynanmıyor ama Tomris hayranı bir kadının kendini Tomris zannetmesiyle başlayan bir oyun ve oyunumuz boşlukta geçiyor. Tomris Uyar hayatımızda tanıdığımız biri ama hayatı tam olarak bilinmiyor. Hayatını oynamak çok zor ve başka biri onun hayatını benimsemiş, onun hayatına özenmiş bir tiyatro oyunu hazırladık. Tiyatro severler oyunumuzda müzik anlamında da doyum yaşayacak. Oyunumuz çok renkli ve güzel oldu. Oyunumuz oynandığı zaman Tomris Uyar adına stant açacağız. Şu anda tüm biletlerimiz tükendi.
REMZİYE ÖZPOLAT: Şuanda yönetmenlik yapıyorsunuz, oyunculuk anlamında yeni projeleriniz var mı? Sevenleriniz sizi ne zaman ekranda görecek?
MEHMET ULAY: Yakın zamanda Netflix’te Saygı adında bir dizi çekimini bitirdik, Aşkı Muhabbet adında bir film hazırladık, 15 Eylül’de yayınlanacak. Yurtdışında yaşadığım için pek dizi çekemiyorum. Orada da oyunlar hazırlıyorum hatta şu anda Çıkmaz sokak diye Almanca bir oyun oynanacak.
REMZİYE ÖZPOLAT: Oyunculuk ve Yönetmenlik sizce nasıl bir duygu? İkisi arasındaki farkı nasıl tanımlarsınız?
MEHMET ULAY: Oyunculuk bizim için çok kolay ama tiyatro başka bir heyecan, karşılıklı oynuyorsunuz ve sizi 800 göz seyrediyor bir kamera değil yani. Tiyatro canlı oynandığı için yaşadığınız duyguları seyirciye geçirmelisiniz. Örneğin bu oyun janset’in ikinci oyunu, daha önce tiyatro yapmamış hep dizilerde oynamış bir oyuncu. Ama burada tiyatro yapacağı için inanılmaz heyecanlı, oyun içerisinde ne eksikse tamamlamak için elinden geleni yapıyor. Bu heyecanını seyircilere de geçiriyor. İki yılda bin 500 oyuna çıktım ve her oyunuma korkarak, heyecanlanarak çıkıyorum. Heyecanınız her zaman seyirciye geçer. Seyirci o heyecanı aldığı zaman siz iyi oyuncu oluyorsunuz.
REMZİYE ÖZPOLAT: Janset Pacal ile daha önce baba-kız rolünde birlikte bir dizi çektiniz, yıllar sonra sizin yönetmenliğini yaptığınız bir tiyatro oyununda yine birliktesiniz bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
MEHMET ULAY: Oyun için birçok isim ile görüştük. Texti ben çok beğendim ama texti okursanız absürt olduğunu göreceksiniz. Oyun içerisinde bir söz var ‘beraberliğe evlilik katmak, rakıya su katmak gibi bir şeydir’ diyor buna benzer güzel sözler daha var. Biraz nazlıyımdır, üç senedir reji yapmıyorum. Oyun textini okuduktan sonra üç değerli tiyatrocu ile görüştüm ve Janset’in yapabileceğine inanarak onu seçtim.
REMZİYE ÖZPOLAT: Günümüzde tiyatroya olan ilgili nasıl değerlendiriyorsunuz?
MEHMET ULAY: Pandemiden sonra tiyatroya olan ilgi arttı. Tüm tiyatro salonlarında doluluk oranlarında artmanın olduğunu bilet satışlarından anlayabiliyoruz. Fakat tiyatro anlamında kötü olan şey ise, tiyatro konusunda kendini geliştirmemiş kişiler tarafından oyunların hazırlanıyor olması. Bir danışmanlık bürosu olması gerekiyor ki, turneye tiyatro bağlanılacaksa onu danışma bürosuna sormaları gerekiyor.
REMZİYE ÖZPOLAT: Tiyatro alanında kendini geliştirmek isteyen gençlere önerileriniz nelerdir?
MEHMET ULAY: Tiyatro eğitimi almalarını kesinlikle tavsiye ederim. Bol bol okuma yapsınlar. Tiyatro kabiliyet meselesi değildir, iyi bir yönetmenle buluştuklarında yönetmen onu oynatır. Yeter ki diksiyon ve görünüşü iyi olsun. Günümüzde ailelerde çocuklarının tiyatro alanında gelişmesini istiyorlar. Genç yaşlarda tiyatroya olan ilgi, geçmiş dönemlere göre daha çok arttı. Maden fakültesi okuduğum zaman, bir anda kendimi konservatuarda buldum ve annem çok karşı çıktı. Babam belli etmese de destekliyordu. Ben annemin hatırı için gittim mühendislik fakültesini bitirdim. Konservatuvarda olduğumu annem bilmiyordu, konservatuvarı bitirip, devlet konservatuvarına başladım. Sonra Ankara sanata geçtim. Daha sonra siyah beyaz televizyon hayatımıza girdi ve Ömer Seyfettin’in tek oyununda rol aldım. Annem beni izlerken ‘Aaa bu ne kadar Mehmet’e benziyor’ demiş ve abim benim olduğumu söyledikten sonra kabullendi oyunculuğumu. Şimdi aileler öyle değil, çocuklarını destekliyor.
“DİZİLERİN ÇALIŞMA ŞARTLARINI İNSANİ BULMUYORUM”
REMZİYE ÖZPOLAT: Uzun zamandır sizi ekranlarda görmüyoruz, bundan sonra sizi sadece tiyatro sahnelerinde mi göreceğiz?
JANSET PACAL: Blu tv’de Saklı adlı bir dizi yaptım ama başrol değil, Kasım ayında yayınlanacak. Şu anda aslında ana akımda yokum. Yani ana akım televizyon çünkü ben iki saatlik dizilerin, çalışma şartlarını insani bulmuyorum. Bu yüzden 10 yıldır ana akım televizyonlarında yer almıyorum. Sebebi de kesinlikle bu yoksa bir oyuncu neden kendi mesleğini, mecrasını silsin. Artık sevdiğiniz ve bu koşullardan rahatsız olan insanları sosyal medya üzerinden takip edebiliyorsunuz. Ana akım, oyuncuları kaybetmeye başladı.
REMZİYE ÖZPOLAT: Tek kişilik bir oyunda Tomris karakterine hayat vereceksiniz, Tomris’i oynamak nasıl bir duygu?
JANSET PACAL: Belli aralıklarla röportaj yaptığımda başka başka şeyler anlatacağıma inanıyorum. Çünkü içine girdikçe, başka bir şey çıkıyor karşıma. Benim şimdiye kadar okuduğum en güzel tek kişilik oyunlardan birisi. Kaan bey uzun zaman önce yazmış ve bu oyuna beni uygun görmüş. Kendisine çok teşekkür ederim. Kendisini Tomris Uyar zanneden bir kadının çok kişilikli ve ne zaman nereden ne çıkacağı çok belli olmayan, enteresan tespitleri olan ve oynanması zor ama çok eğlenceli bir rol. Her seferinde başka bir duygu keşfediyorum. Benim için çok güzel bir proje oldu. Her oyuncuya böyle güzide işler nasip olmaz, bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum.
REMZİYE ÖZPOLAT: Oyun ne zamana kadar devam edecek?
JANSET PACAL: Oyunumuzun 4 Ekim’de basın gösterimi var. Muhtemelen hemen akabininde de sahnelenecek. Kaan bey oyunu bana verirken al ömür boyu tepe tepe kullan diye verdi. Bir Yıldız Kenter’in ‘Ben Anadolu’su gibi olsun dedi. Yani ben oynadığım sürece başka birine oynatmak gibi bir tercihi ve isteği yok. Bu oyunu ömür boyu oynayabilirim. Cebimde olan bir oyun ve seyircisi olduğu sürece bıkmadan oynarım. Oynadığım sürecin bana kattıklarını sabırsızlıkla bekliyorum.
REMZİYE ÖZPOLAT: Sizce dizi ve tiyatro arasındaki en büyük fark nedir?
JANSET PACAL: Disiplin farkı var. Dizide daha öncesinden ezberinizi yapıyorsunuz, sette de provasını yapıyorsunuz ama sizin bir saat seyrettiğiniz diziyi, biz bir haftada çekiyoruz. Duygu bölünmelerini aklınızda tutmanız gerekiyor. Tiyatro da ise hazırlığınızı yapıyorsunuz ve çıkıp bir solukta bitiriyorsunuz. Dolayısıyla çok fazla bütünlüğü, duyguları yaşadığınız bir süreç oluyor. Diğerinde ise bir saat bekleyip, beş dakika kamera önüne geçiyorsunuz.
REMZİYE ÖZPOLAT: Dizi çekimindeki şartların zorluklarından bahsettiniz, sizce 20 yıl önceki şartlar ile günümüz şartları arasındaki fark nedir?
JANSET PACAL: Yarım saatlik bir işi, iki saate uzattığınız zaman duygusu gider. yirmi yıl önce oynadığım ayrılsak da beraberiz yirmi beş dakika, yarım elma kırk dakikaydı ve en çok seyredilen dizilerdendi. Şu anda diziler iki saat, duygu yok, boş boş bakmalar var, dakika doldurmalar var ve lüzumsuz bir süreç yorulan bir ekip var. Bu da insanı yoruyor. İnsanların iki saatlik dizilere nasıl dayanabildiğine anlam veremiyorum ve anlam da vermek istemiyorum.
“TİYATRO’NUN İNSANA İHTİYACI VAR, PARAYA DEĞİL”
REMZİYE ÖZPOLAT: Kaan Erkam kimdir?
KAAN ERKAM: Oda tiyatrosu sahibiyim. 1990’da kurduk tiyatroyu. Müzik ve tiyatro yapıyoruz ama ağırlıklı olarak tiyatro yapıyoruz. 30 yıldır tiyatroda oyunları kendim hazırlarım. Kitap yazıyorum. Tiyatromuzda yer bulmak mümkün değildir. Pazartesi biletler çıkar, akşamında biletler tükenmiş olur.
REMZİYE ÖZPOLAT: Oyunları hazırlarken nelerden faydalanıyorsunuz, kısacası ilham kaynağınız nedir?
KAAN ERKAM: Kafamın içerisinde çok insan var. O insanlar konuşuyor ben de yazıyorum. Yani ben Tomris diye bir oyun yazmayacaktım, bir söz yazacaktım başladıkça uzun bir sayfa aldığını fark ettim ve oyun çıktı. Daha öncesinde Seyirci diye bir oyun çektim. Seyirci oyununda da büyük başarılara imza atacağımızı düşünüyorum. İnsanları tiyatroya teşvik etmeliyiz. Çünkü tiyatronun insanlara ihtiyacı var.
REMZİYE ÖZPOLAT: Tomris oyununun ana teması nedir?
KAAN ERKAM: Tomris Uyar’dan bahsediyor ama Tomris uyar değil, kendisini Tomris Uyar sanan şizofren bir kadının akıl hastanesindeki sanrılarını anlatıyoruz. Mehmet Ulay’ın muhteşem rejisiyle ve Janset’in muhteşem oyunculuğuyla çıkacak bir oyunumuz. Oyunumuzun Tomris Uyar’ın hayatıyla ilgisi yok. Hayata bakış açısıyla ilgili. Tomris Uyar’ın oğlu Turgut Uyar ile tanıştık ve oyun için kendisinden izin istedik. Onların izni ile çalışmalarımıza başladık.
REMZİYE ÖZPOLAT: Yazarlık dışında oyunculuk deneyiminiz oldu mu?
KAAN ERKAM: Birçok dizi ve tiyatroda yer aldım ama zevk almıyorum. Onları tiyatroyu destekleyecek parayı bulmak için yaptım. Kamera bana göre değil, sevmiyorum kamera karşısındaki kendimi.
REMZİYE ÖZPOLAT: Tiyatro’ya daha önceden daha fazla ilgi vardı, Şu anda bu ilgi nasıl? Dizi ve filmler tiyatroya olan ilgiyi etkiliyor mu?
KAAN ERKAM: Öncelikle maddiyat etkiliyor. Örneğin biletiniz 50 lira, 4 kişilik bir ailenin buraya gelmesi 200 lira. Yol masrafı, otopark ve yemek yediğinizi düşündüğünüzde, bir aile ayda tiyatroya iki kez gittiğinde bütçe ayıramıyor. Bizde biletleri düşürerek, internet sitelerinde indirim yaparak destek olmaya çalışıyoruz.
REMZİYE ÖZPOLAT: Sizin için iyi bir tiyatrocunun kriterleri neler olmalı?
KAAN ERKAM: En önemli şey konuyu anlamak. Konuyu anladığınız zaman ezberinizde ardından gelir. Aktörlük kadar ezberde önemli. Ezberi iyi bilemezseniz karşınızdaki kişiye de engel olursunuz.
FOTOĞRAF: SERHAT NEİDİM