YENİDEN REFAH PARTİSİ'NDEN 'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ' AÇIKLAMASI

İstanbul Sözleşmesi’nin sinsi bir sözleşme olduğunu ifade eden Yeniden Refah Partisi Çayırova İlçe Örgütü skandal bir açıklama yaparak sözleşmenin kaldırılmasını istedi.

SİYASET 5.10.2020 10:12:00 0
YENİDEN REFAH PARTİSİ

Yeniden Refah Partisi Çayırova İlçe Örgütü yayınladığı açıklamayla İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması gerektiğini ifade ederek şu sözleri kaydetti: “Bilindiği gibi, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu 11 Mayıs 2011 günü kadim şehrimiz İstanbul’da toplanmış ve toplumumuzun başına bela olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzaya açmıştır. Ne yazık ki ilk imzayı hiçbir çekince koymaksızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti atmıştı. Geldiğimiz nokta itibariyle çok açık bir biçimde görülmektedir ki, emperyalist ve siyonist güçlerin, İstanbul Sözleşmesi ile toplumumuzda eşcinselliği yaygınlaştırmayı ve cinsiyetsiz toplum oluşturmayı hedefledikleri aşikardır. Fakat Batı merkezli medya tarafından kamuoyuna yanıltıcı bilgi verilerek, Sözleşme'nin kadına şiddeti önleyecek bir rolü olduğu havası yaratılmaktadır.

 

AYRI BİR CİNSEL KİMLİK

'Toplumsal cinsiyet' kavramı, Sözleşme’nin 2, 3/c, 4/3, 4/4, 6, 49/2, 60/1 ve 60/2. maddelerinde yer alırken, 'Toplumsal cinsiyet', 3/c maddesinde şöyle tanımlanıyor: 'Toplumsal cinsiyet, herhangi bir toplumun, kadınlar ve erkekler için uygun olduğunu düşündüğü sosyal anlamda oluşturulmuş roller, davranışlar, faaliyetler ve özellikler olarak anlaşılacaktır.' Oysa Sözleşme'de toplumsal cinsiyet tanımının yapıldığı bu maddenin hemen ardından gelen ve ayrımcılık yapmama ilkesini içeren 4. maddenin 3. bendinde 'cinsiyet, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kimliği' korumaya alınıyor. Yani, toplumsal cinsiyet, 'cinsiyet rolleri'nin dışına çıkarılarak ayrı bir cinsel kimlik olarak tanımlanıyor. Ayrıca Sözleşme'de 'eş' kavramının yanında 'partner' kavramı kullanılıyor.

 

HANGİ KADINIMIZI ÖZGÜRLEŞTİRECEK?

İngiltere’de BBC’nin okul kanalının 9-12 yaş arası çocuklara ithafen yayınladığı filmde 100’den fazla toplumsal cinsiyet kimliği olduğu öğretilmeye başlanmıştır. Facebook, üyelerinin cinsiyetlerini tanımlamak için en az 58 farklı toplumsal cinsiyet kimliği kullanıldığını açıklamıştır. Fransız Parlamentosu, LGBT´li ebeveynlere karşı ayrımcılıkla mücadele etmek için Şubat 2019 tarihinde bir kanun değişikliği ile 'anne' ve 'baba' kelimelerinin Fransız okullarındaki resmi evraklardan çıkarılmasını ve yerlerine 'ebeveyn 1' ve 'ebeveyn 2' ifadelerinin kullanılmasını onaylamıştır. Pek çok Avrupa ülkesinde kimliklerde cinsiyet seçeneğinde kadın ve erkekten başka cinsiyet türleri bulunmaktadır. Buradan yetkililere soruyorum, bu uygulamalar bizim hangi kadınımızı özgürleştirecektir? Onu şiddetten nasıl koruyacaktır? Biz Yeniden refah partisi olarak Türk toplumuna dayatılan bu toplum modelini kabul etmiyoruz

 

SİNSİ SÖZLEŞME

Bir kez daha ifade etmek isteriz ki, sadece kadınlara değil hiçbir canlıya şiddet uygulanmasına, zülm edilmesine asla rıza gösterilemez. Hanımlarımız bizlere Cenab-ı Allah’ın özel emanetidir. Bu sebeple psikolojik ve fiziksel olarak zarar görmelerine kesinlikle müsaade edilmemeli ve bunun için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır. Ancak diğer taraftan kadınlara şiddet uygulanmasının önüne İstanbul sözleşmesi gibi batı dayatması asıl maksadı farklı olan sinsi sözleşmelerle değil ahlak ve maneviyat öncelikli eğitimle, materyalizm yerine maneviyatçılıkla, ahiret bilincinin yerleştirilmesiyle ve bununla birlikte tarihimize, inancımıza, toplumsal değerlerimize uyumlu, yerli ve milli kanunlarla geçilir. Ayrıca bu cinayetlerin önlenmesi, cinayet karşılığında verilecek cezaların yeterince caydırıcı hale getirilmesiyle mümkün olur.

 

KADINLARI KORUMUYOR

İstatistiklerle açık bir şekilde ortadadır ki İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun öncesinde, 2011 yılında ülkemizde 121 kadın erkekler tarafından öldürülmüş iken bu sözleşme ve uzantısı kanunlar çıktıktan sonra 2015-2016 yıllarında, bu cinayet sayısı 300 lere çıkmış, 2019 yılında ise, 2011 yılına göre tam 4 kat artarak 474’e yükselmiştir. Bu gerçeklerde açık bir şekilde gösteriyor ki İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun kadınları korumanın aksine, maruz kaldıkları şiddetin artmasına sebep oluyor. İvedilikle bu durumun derhal düzeltilmesi gerekmektedir.

 

Yorumlar (0 Yorum)
Adınız
E-Posta
Telefon
Yorumunuz