Tarih: 14.09.2021 21:34

YILMAZ: YANLIŞ ÜLKEDE DOĞRU İŞ YAPMAYIN

Facebook Twitter Linked-in

REMZİYE ÖZPOLAT: Oyunculuk kariyeriniz nasıl başladı?

FERHAT YILMAZ: Ortaköy’de de TRT’nin sanatçılarıyla iç içeydim. Orada tanıştıklarım sayesinde 14 yaşındayken TRT’nin Ulus binasında dublaj yaparak bu işe başladım. Çok büyük ustalarla çalıştım. Ardından Kadıköy Belediye Tiyatrosu’nun konservatuvarında 4 yıl okudum. Üç yıl Mithat ağabey ile savaş muhabirliği yaptım. Onun yanında yetiştim. Radyo geçmişim var. Dört yıl Best Fm'de radyocu olarak çalıştım. 4-5 yıl kadar da Kanal D radyolarının müdürlüğünü yaptım, burada Fatih Altaylı'nın altında müdürdüm. Drive Time'da bir arkadaşımla başarılı bir program gerçekleştirdik. Ve ödüller aldık. Prodüksüyonun başında da vardım. Sanatçılara remix yapardım. Cumartesi günleri Pembo Mix adlı remix programı vardı beğenilerek dinlenirdi. Okay Bayülgen ile Zaga'da çok çalıştım ve oynadım... Böyle bir sürü şey var. On dört yaşında başladığım tiyatro her daim devam etti. O dönemlerde özel konservatuarlar yoktu. Dört yıllık Kadıköy Halk Eğitim konservatuarı vardı.  Sermiyan Midyat ile devlet konservatuarına girmek istedik ancak olmadı. Biz de dört yıllık Kadıköy Halk Eğitim konservatuarına kayıt olduk. Ondan sonra oyunculuk hayatımız devam etti.

REMZİYE ÖZPOLAT: Yılan hikâyesinde canlandırdığınız Rambo Berk karakteri başka bir film ile yeniden ekranlara dönecek, film hakkında bilgi verir misiniz?

FERHAT YILMAZ: 3 senedir filme dönüştürmeye çalışıyoruz. Pandemi nedeniyle durdurma kararı aldık.  Ama bu çok önceden aldığımız bir karardı. Bir yapımcıyla 15 Temmuz günü anlaştık. İlk senaryomuz 15 Temmuz nedeniyle ertelendi. 2. Senaryo için ise, pandeminin ortaya çıkmasıyla başlayamadık. Ama şuanda birkaç yer ile görüş halindeyiz. Çekimlere başlayacağız. Senaryoda film 20 yıl sonra olarak başlıyor. Çok iyi bir ekiple çalışıyoruz. Kadronun bir kısmı belli ve eski kadrodan kimse yok. Leman’dan ustalar 3 sene önce beni çağırdılar. Kanal D yazın diziyi tekrardan ekrana getirdiğinde, dizi ilk günkü gibi izlendi. Dünyaların tanıdığı bir diziydi, metinde hazırken filmi çekmek bana olumlu geldi. Rambo yine aynı olacak çok iyi sahneler yazdık. Z kuşağı filme bayılacak.

REMZİYE ÖZPOLAT: İzleyiciler Rambo’yu neden çok sevdiler?

FERHAT YILMAZ: Aslında izleyici Ramboyu sevmekten çok ona üzüldüler. Gariban ve inandırıcıydı. Komik bir karakterdi, herkesin evinde kendine bir parça bulacağı kişi kesinlikle Ramboydu. Ben bu karakteri zaten sahnede oynuyordum. O yüzden de dizide sevileceğini tahmin ettim. Saf, temiz, inandırıcı ve bizden biriydi. Ama bu kadar büyüyeceğini, star olacağını, tabii ki tahmin etmiyordum. Sevildikçe daha çok rol yazdılar. Her karakterin yanında beni de yazıyorlardı. Bir baktım ki Rambo Berk Topaç, dizinin bütün sahnelerinde olmaya başlamış.

REMZİYE ÖZPOLAT: Yaklaşık 70 kilo verdiniz, bunun nedeni çekeceğiniz filmlerden mi kaynaklanıyor?

FERHAT YILMAZ: Kendime baktığımda 160 kiloyu bulduğumu fark ettim. Operasyon geçirerek kilo verdim. Ama bunların yanında ciddi sporda yapıyorum, at binme, yüzme her sabah saat 6’da yüzerim. Bunlarında etkisi oldu. Sağlam antrenmanlar yaptım. 

REMZİYE ÖZPOLAT: Hali hazırda devam eden dizileriniz var mı?

FERHAT YILMAZ: Şafak vaktinde oynadım. Sinema filmi büyük bir işti. 15 Temmuzda yaşanan hikâyeleri çektik. Tiyatro çalışmalarımız var. Bozkır Arslanı Celaleddin dizisinde oynadım. Anlatamayacağımız kadar büyük bir emek var. Özbek oyuncu arkadaşlarımız, Türk oyuncular, bütün ekip çok ciddi emek verdik. Pandemi dönemine denk geldi. O dönemde de büyük direnç gösterdik. Çok zor sahneler var. Tabii 1215’li yıllar, savaş sahnelerimiz var. Çok ciddi sıcak ve soğuk havalarda asla taviz vermeden projeye devam ettik ve yüzümüzün akıyla bitirdik. Mükemmel bir iş çıktı. Çok beğenildi, Kuruluş Osman’ın yapımcısı ile birlikte yapıyoruz.

“YÖNETMENLİK AKIL İŞİ DEĞİL”

REMZİYE ÖZPOLAT: Verdiğiniz kilolardan sonra hayatınızda nasıl değişimler oldu?

FERHAT YILMAZ: Her şey değişti. Ruhum düşüncelerim değişti. Bakış açım değişti. Kronik rahatsızlıklarım geçti. Eskiden de kendime güvenirdim özgüvenin çok yüksekti ama bu sefer başka bir şey oldu. Kılığım kıyafetim yürümem yıllardır yaptığım alışkanlıklarım değişti. 15 sene önce kürek çekiyordum, o zamanın hafifliği geldi üzerime.

REMZİYE ÖZPOLAT: İleri dönük projeleriniz var mı? Sizi yönetmen koltuğunda görebilecek miyiz?

FERHAT YILMAZ: Yönetmenlik asla yapmam. Ben oyunculuk yaparım. Yapımcılık yaparım ama yönetmenlik akıl işi değil. TV’deki ilk ciddi karakterim TRT’deki ‘Sevda Kuşun Kanadında’ dizisindeki emekli albay rolüm. Orada ‘Canım benim’ sözüm çok ünlendi. Kötü adamdım ama kara mizah yapıyordum. O zaman bayağı kiloluydum. Ardından mide ameliyatı ile 70 kilo verdim. Zayıflayınca da rol yelpazem genişledi. Şimdi 4 nala at binebiliyorum. Atın üzerinde ok ve mızrak atıyorum. Kiloluyken bunları yapamazdım. ‘Bozkır Arslanı Celaleddin’ dizisindeki sahnelerde rahat edemezdim. Ağır eğitimlerden geçtik. Oynadığım tüm karakterleri sokaktan alırım. Ama asıl iş hamurunuzla alakalı bir şey. Hamurunuz sağlam değilse, isterse yüzünüz değişsin, isterseniz yaş alın hiçbir şeyin önemi olmuyor. Türkiye’de önyargı ile geliyorlar. Kilolu kişi sadece komik şeyleri oynar gibi. ‘Sevda Kuşun Kanadında’ dizisinde onu kırdım. Çünkü yönetmen beni o role istemişti.

REMZİYE ÖZPOLAT:  Oyuncu olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz ne olur?

FERHAT YILMAZ: Emre Kınay Akademide 4 yıldır hocalık yapıyorum. Konservatuvara öğrenci hazırlıyorum. Okulumuz inanılmaz disiplinli 8 ay sürüyor. Oyuncularımız yılsonunda sahneye çıkıp profesyonel oyunculuk yapıyorlar. Hepsine tekel bayii açın diyorum ama yanlış ülkede doğru iş yapmayın çünkü bu ülkede bu işi yapmak zor.

“KALİTEYİ PARAYLA SATIN ALAMAZSINIZ”

REMZİYE ÖZPOLAT:  Mesleğinizi ve özel hayatınızı nasıl birlikte götürüyorsunuz? Oyunculuğun sizi zorlayan yönleri neler?

FERHAT YILMAZ: ‘Bir yönetmen sete girdiğinde çocuklar ne yapıyoruz’ derse hemen eşimi arayıp gazetelere ilan ver ben bir süre yokum oğlanı sete götürüyorum diyorum. Şunu anlıyorum hoca evde dersini çalışmamış ama hoca sete geldiğinde, ışık şöyle olacak senaryo şöyle olacak diyorsa akşam 8' de evdeyim ben. Oyuncuyu bekletirsen inandırıcılığı gider. Motivasyonu gider. Bazı işlerimiz oldu ki Eve bile gelemedik. Ya da eve gelip 2-3 saat kalıp tekrar işe gittik. Yurtdışına iş yapıyorum 60 dakika çalışıyoruz. Şuanda bu konuda sadece TRT insanı ve dakikaları kısa. Sinemada ise daha insanı koşullarda çalışıyorsunuz. Sinema çok farklı bir şey ama dizi bu ülkede çok vahşi. Ama her set öyle değil. Oğlum poyraz Emre Kınay akademide 3 senedir kendinden büyük insanlarla birlikte sahneye çıkıyor. Kendisine her zaman söylüyorum seni buraya konservatuvar ya da oyuncu ol diye getirmiyorum diye, ileriki hayatında sana katkısı olacak diyorum. Basketbol oynuyor. Kaliteyi parayla satın alamıyorsunuz ama çocuğa anca böyle verebiliyorsunuz. Eşim ve çocuğum sektörün içerisinde olduğu için beni anlayabiliyorlar.

REMZİYE ÖZPOLAT:  20 yıl önceye baktığınızda dizi ve sinema anlamında ne tür değişiklik meydana geldi?

FERHAT YILMAZ: Eskiden setlerde hiyerarşi ve saygı vardı. Bizler usta isimlerin odalarına bile girmeye çekinirdik. Şuan ki dönemde böyle bir şey yok. Benim en çok korktuğum şey toplumda utanma duygusunun kaybolması ve kalitenin ortadan kalkması. İkisi de tehlikeli anlamlar. İyi oyuncu dediğiniz alaylı ve eğitimli olacak. Ama en önemlisi çok okuyup, sürekli sokakta olacak. İnsan bizim malzememiz. Şuan ki dizi oyuncularının yüzde 5'i kalıcı oluyor. Diğerleri yönetmen, yapımcı, başrol ve mezar oyunculuğuyla dolu. Zor olan kalıcı olmak. Bulunduğu konumu yavaş adımlarla çıkmak. Duygu olmadığı için eski dizilerin tadını alamıyorsunuz. Eski diziler toplumun gerçekliklerini gösteriyordu. Şimdiki sizi oyuncuları yanlış yerden başlıyor. Başlamaları gereken yer sahne ve tiyatro. Usta-çırak ilişkisi de çok mühimdi. ‘Yılan Hikâyesi’nin oyuncu ve hikâye uyumu müthişti. En önemlisi de çok inandırıcıydı. Her şey doğru kurulmuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —