Fakir Yılmaz


Ardahan'ı Tanıtmak, Ardahanlıyı Taşımak…

Geçtiğimiz gün bir grup Ardahanlıyla birlikte ziyaret ettiğimiz Türkiye’nin yeni finans merkezindeki Ziraat Bankası Yönetim Kurulu ziyaretimiz sonrası bizim gibi emekleri boşa gitmesin diye kurulan ve telif hakları başta olmak üzere sanatçıların hak hukukunu koruma, kollama adına kurulan MESAM’ı yine Ardahanlı olan bir grup sanatçıyla ziyarete gitme hazırlığı içinde, asıl işim olan gazeteciliğimi aksatmama adına haberlerimi yazıyordum…


Geçtiğimiz gün bir grup Ardahanlıyla birlikte ziyaret ettiğimiz Türkiye’nin yeni finans merkezindeki Ziraat Bankası Yönetim Kurulu ziyaretimiz sonrası bizim gibi emekleri boşa gitmesin diye kurulan ve telif hakları başta olmak üzere sanatçıların hak hukukunu koruma, kollama adına kurulan MESAM’ı yine Ardahanlı olan bir grup sanatçıyla ziyarete gitme hazırlığı içinde, asıl işim olan gazeteciliğimi aksatmama adına haberlerimi yazıyordum…

Geride kalan yıllar gibi bir gecenin daha sabahladığı saatlerde haberlerimi bitirip, benden yorgun bilgisayarımın kapağını kapatıp telefonumun durumlarına bakarken bir dostun telefonunun durumunda, bir o demiryolu olmak üzere 3 gümrük kapısı olan ama ithalatın, ihracatın, eğitim gibi sıfır çektiği Ardahan adını taşıyan bir vakfın yine ortaya çıktığını ve yine “gece yapıyoruz” dediğini görüyordum…

Yani onca STK gibi bir olan bu STK’nın da futbol takımına bir Ağrılının sahiplendiği Ardahan’ın yanı sıra, yerlerde sürünen ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bile doğru dürüst bir kapısının olmadığı Ardahan’ın eğitimini kurtaracaklarını ileri süren ve etçiler değil eğitim vakfı olduğunu öne süren bu vakfın yine bir gece yapacağını, bölgenin bir gazetecisi ve STK’cılığın nasıl yapılması gerektiğini yazan, söyleyen ve birincisi ve sonuncusu olan Ardahan Tanıtım Günleriyle aktif olarak ortaya koyan, gözlerine sokan; havaalanı olmayan Ardahan adını taşıyan ama başkanı gibi yönetiminde bir eğitimcinin olmadığı vakfın yine bir gece yapacağını tesadüfen öğreniyordum…

Ama eğitimciden çok cafeci, yemekçi, restorancı, etçi ve benim gibi gazeteci bildiklerimin yönetiminde olduğu, hesabı verilemeyen geceleriyle ünlü birinin daha yapıldığını da öğreniyordum…

Ve;

Siz önce şu eğitime bir kapı açın hele…” diyen gazetemizin manşetiyle birlikte “81 kent içinde sonlarda olan Ardahan’ı kurtaramayan eğitim vakfı bir kez daha gece düzenleyip, yerlerde toplanan dönerleri satıp, zengin olup sonradan dolandırıcı çıkanları yine mi alkışlayacak?!.. Gazeteci Fakir Yılmaz yazdı…” notunu düşüp adeta “Bu içi boşlara kendini yormaya değmez” dercesine “devamı yarın” diyordum…

Evet, siz de dikkat ediyor musunuz bilmem ama yıllardır kavgasını verdiğim Ardahan STK’cılığının nasıl yapılması gerektiğini, “Güçlü Bir Ardahan Lobisi” diyerek hep yazan, anlatan, söyleyen biri olarak bu vakfın sessiz sedasız, hatta nedense gizli yaptığı ve yüksek rakımlı biletler satarak yaptığı ama sonucunda hesap vermediği bir gece daha yapıyordu…

Yani Ardahan’ı Ardahanlılara kaz yedirerek kurtaranlar gibi bir kez daha hesabı verilmeyen, geliri bol bir gece daha yaparken biz ise SARDAFED olarak kapı kapı gezerek Ardahan’ı, Ardahanlıları ele tanıtıyor, ülkenin kuzeyinde 75 plakalı, 5 ilçeli, bir bedeli, bir kenti olduğunu ve bu ilin tanınması gerektiğini anlatıyorduk…