MEHMET FARAÇ


ASFALTTA VURULAN KADIN

Şiddet adını sadece “terör” yüzünden bir coğrafyanın kaderine kanlı harflerle yazmıyor!..


Toprağı- taşı kadar, feodal ilişkileri ve cehaletin kıskacında şekillenen sosyal yasaları da serttir o coğrafyanın...
Acımasızlığın en vahşice eylemlerle adını kara tahtalara yazdığı bir düzende; en basit tartışmaların (çocuk kavgalarının, komşunun koyunlarının kapıdaki kumları dağıtmasının, ineklerin komşu tarlaya girmesinin) bile cinayetlere- katliamlara yol açtığı bir coğrafyadan yükselen ağıtlar, o keskin acısını bir türlü yitirmiyor!..
Ağalığın feodaliteyi, cehaletin gericiliği, aşiretçiliğin ise zaman zaman barbarlığı dayattığı bir coğrafyada, sürekli kan kokan haberlerin yayılması rastlantı değil...
Sadece terör olaylarının, ayrılıkçı ya da dinci geçinen örgütlerin değil; “töre”ye sığınan feodal ve bağnaz örgütlenmelerin de sürekli medyaya malzeme olduğu bir coğrafyada, şaşırtıcı olan yalnızca sosyal çarpıklığın şiddete

dönüşmesi de değil...
Düşünsenize; en eski üniversitelere, en eski ibadet merkezlerine, en eski tarihi kalıntılara ve hatta “Göbeklitepe” gibi 12 bin yıllık geçmişi ile dünyanın en eski yaşam alanına ev sahipliği yapan Doğu ve Güneydoğu’da, neden sürekli öfke, şiddet ve terör haberlerinin yanısıra, sosyal çatışmaların yol açtığı “töre cinayetleri” ve “kan davaları” gazetelere manşet oluyor?..
Feodalitenin kanlı düzeni!..

“Azdan az gider- çoktan çok gider” şeklindeki meydan okumayla, küçüğünden büyüğüne, aileden aşirete, herkesin birbirine rest çekebildiği bir coğrafyada, müzikten el sanatlarına, kültürden tarihe kadar bütün dünyayı kıskandıracak muhteşem sosyal unsurlar varken, tüm bunların ortasına neden kan deryası kıpkırmızı bir leke olarak düşebiliyor ki?..
Çünkü toprak ağalığının ezelden beri kendine sessiz- itaatkar bir maraba düzeni kurmaya çalıştığı bir coğrafyada, diğer yandan da her türlü tarikat ve cemaatlerin rant düzeni uğruna mürit orduları oluşturması Doğu ve Güneydoğu’yu oldum olası cehaletin ve bağnazlığın girdabında tutuyor...
Toplumların uygar dünyaya ve aydınlanmaya entegre olması da işte sürekli engellenmiş oluyor...