Kişisel gelişim kitaplarını tavsiye ederken biraz daha dikkatli olmam gerektiğini düşünüyorum. Çünkü birçok insan kişisel gelişim kitaplarına karşı bayağı ön yargılı… Nedenini anlamadığım bu önyargının kırılması adına arkadaşlarımla yaptığım birçok istişare sonucu, kişisel gelişim kitaplarının insan zihnini etkileyip, kendi benliğini insanlara aksedilmesini yanlış bulup, kişisel gelişim kitaplarına karşı olduklarını öğrendim. Evet, belki her kişisel gelişim kitabı yazan insan kendi yaşantısı doğrusunda bir kitap yazıyor ama bu yaşantılar normal hayatımızda var olan ve bizi içine alan durumlar. Yani anlayacağınız evet kişisel gelişim kitabı olan her eseri okumayın. Kendinize yakın bulduğunuz, kendi bakış açınızı bulacağınız kitaplara yönelmeniz hayatınızı birçok noktada ileriye taşıyacaktır. Size bu hafta tavsiye ettiğim kitap, hem etkili öğrenmenin önemini hem de insanın hayatında var olan her şeyin bir anlam taşıdığına yönelik. Kitabı açtığınızda renklerin insan hayatındaki önemini okuyacaksınız. Mavinin, kırmızının, yeşilin hayatımızda nelere karşı geldiğini, var olan her şeyin aslında boşuna olmadığını ve bir nedenle var olduğunu göreceksiniz.
KİTAPTAN ALINTILAR
-İnşaat sahasındaki güçlü genç bir adam, herkesi yenebileceğini söyleyip böbürleniyordu. Yaşlı işçilerden biriyle durmadan dalga geçiyordu. İhtiyarın canına tak etti ve ‘pekâlâ, seninle haftalığıma iddiaya giriyorum. Şu karşıdaki ek binaya el arabasıyla öyle bir şey götüreceğim ki, sen onu el arabasıyla geri getiremeyeceksin. Var mısın?’ dedi. ‘Tamam, ihtiyar’ dedi yükseklerde gezen genç, ‘Bakalım ne yapacaksın?’ Yaşlı adam biraz sonra el arabasını getirdi ve eliyle işaret ederek ‘Tamam, hadi bin arabaya…’
Bizim bu fıkraya gülmemizi ne sağladı acaba? Ya da beynimiz bu olaya gülmek için ne yaptı? Dilerseniz yine bir başka ilginç, komik bir olayla devam edelim.
-İzmir’in ünlü hocalarından Fizikçi Dehşet Neşet, sınavlarda sorduğu garip sorularla efsaneleşmiş. Neşet Bey bir keresinde sınavda karmaşık bir makara sistemi sormuş ve öğrencilerden sistemin dengede durup durmadığını belirlemelerini istemiş. Öğrenciler kâğıtlarını formüllerle, rakamlarla doldurmuş. Ancak hepsi sıfır almış. Dehşet, “Doğru cevap, ‘makara yere düşer’ olacaktı demiş. Meğer çizimdeki makara tavana bağlı değilmiş. Dehşet Neşet müthiş bir Fenerbahçe fanatiğiymiş. Bir sınavda da Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla ilgili bir soru sormuş ve Fenerbahçe ceza sahası civarından atılan bir şutla ilgili vuruş açısı, topa vuruş hızı, kalecinin yeri ve yapabileceği hareketler gibi bilgileri vermiş. Soru, bu topun gol olup olmayacağıymış. Öğrenciler yine uğraşmışlar soruyu çözmek için. Ama yine hepsi sıfır almış. Sorunun yanıtı şöyleymiş: “Rüştü oradan gol yemez!”
İnsan beyni çözüm bulmasıyla kendi alanında tektir ve hala daha sırları çözülememiştir. Bu hikâyelerde gördüğümüz gibi, yaşanan tüm olaylar ne kadar komik veya ne kadar etkileyici sonuçlar verse de, tüm bunlar beyinlerdeki nöronların farklı seviyede işlem yapmasından kaynaklanır.
SEVEREK OKUMANIZ DİLEĞİYLE…