En Kahraman Rıdvan karakteri, Gırgır dergisinin tirajını dünya sıralamasına oturtan yerli, hiçbir süper gücü olmayan, ama hem sakarlığı, hem yanıltmaları, hem de varmış gibi hissederek yaşayan ve o kadar da sevimli bir çizgi roman kahramanıdır. Maceralarında eyleme geçiş anındaki Kukurikuuuuuuu diye haykırışı kahramanın en tanınan özelliklerinden birisidir.
Aslında dünya tarihinde bu tür durumları anlatan, batı edebiyatının klasiklerinden Miguel de Cervantes Saavedra’nın Don Kişot’u, Kemal Sunal’ın efsanevi oyunculuğuyla bildiğimiz Sahte Kabadayı gibi birçok yapıt bulunmaktadır.
Örneklerde de gördüğümüz üzere toplumda çok fazla böyle hayali karakterler bulunmaktadır. Yanıltmalar, iletişimde sıkça karşılaşılan bir durumdur ve genellikle süslü cümleler aracılığıyla gerçekleşir. Güzel konuşmak, ama sadece konuşmak dışında bir özelliği yoktur. Pratiğinde bir başarı hikayesi olmadığından, tarihte kendine yakın gördüğü başarılı insanların hikayelerini kendine uyarlayarak ortak olmaya çalışarak anlatmayı sürdürür.
Bu süslü ifadeler, gerçeklerin üzerini örtmek ya da dikkatleri başka bir yöne çekmek için kullanıldığı gibi, aslında mevcudiyetini yanıltmayla koruyarak, yüksek tonda toplumun anlık duygularına dokunarak, sloganvari konuşmalar ile anlık ama geçici beğeni ve başarı alır. Bu durum toplum tarafından ilk temasta beğenilir ama uzun süre sürdürülemez. En Kahraman Rıdvan karakterli bireyler, kendilerini çok yönlü, başarılı ve kahraman olarak görürler; aslında bu durum onları dönem dönem geçici başarıya da taşır.
Güzel konuşmak, etkili iletişimin önemli bir parçası gibi görünebilir, ancak sadece sözlerin estetiği toplum tarafından uzun vadede yeterli görünmez. Sarf edilen sözlerin geçmişte insanların kabul edeceği eylemi olmalıdır. Çünkü sarf ettiğiniz sözler iki yönlü bir süreçtir ve bu süreçte yalnızca kelimeler değil, aynı zamanda davranışlar, tutumlar ve geçmiş kazanımlar da büyük önem taşır.
Güzel konuşan bir kişi, kısa vadede dinleyicinin dikkatini çekebilir ve desteğini alabilir. Ancak, bu dikkat bir süre sonra kaybolur. Yıllardır sürdürdüğünüz algı bir anda yok olur; insanlar konuşmalarınızı artık dikkate almaz, çünkü bir başarı, bir kazanma, bir kurtarma ve daha birçok sayacağım gerçek hikâyeniz yoktur. Daha doğrusu, güzel konuşmuşsunuz ama sadece konuşmuşsunuzdur; söylediklerinizin altını doldurmamışsınız, sözlerinizi destekleyen somut eylemler ve tutarlı bir davranış biçimi sergilemediğiniz için yanıltmalarınız ve inandırıcılığınız kalmamıştır.
İnsanlar, sadece süslü ve sloganvari cümleler kurarak duyurduklarınıza değil, aynı zamanda gördüklerine de inanır. Örneğin, bir kişi etkili bir konuşma yapabilir ve dinleyenler tarafından uzunca alkışlanabilir; ancak bu konuşma öncesinden ve ardından eyleme geçmediğinde, söylediklerinin değeri sorgulanır. Aynı şekilde, bir öğretmen öğrencilerine ilham verici sözler söyleyebilir, fakat bu sözleri pratiğe dökmediğinde, öğrenciler için anlamını yitirir.
Sonuç olarak, güzel konuşmak bir yetenek olsa da, bunun yeterli ve inandırıcı olmadığını unutmamak gerekir. Konuşmalarınızı eylemlerle desteklemediğiniz için güvenilirliğiniz toplum karşısında kalmaz.
En Kahraman Rıdvan karakterli insanlar, sloganvari, süslü cümlelerle etkilemeye, buradan kendine kazanç sağlamaya ve bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışırken, yanıltmalarına devam ettikçe sadece kendilerine değil, başarılı hikâyeleri olan bireyleri de olumsuz yönde etkilemekten geri kalmazlar.
Bu tür insan varlığı, yaşadığımız tecrübeler ile daha net görülüyor; yanıltmalarıyla aslında başkasının sırtından geçinenler. Tek başına var olmayıp, varlığını çevresindeki bireylerden alan, bunu bildiği halde hiçbir şey yokmuş gibi hayatına devam eden, hiçbir şey yapmadan ama çevresine çok şey yapıyormuş izlenimi veren ve maalesef inandıran, varlığını bu anlamda sürdürürler. Yanıltmanın aslında hırsızlık olduğunu bilmezler, çünkü başkasının gerçeği öğrenme hakkını elinden aldığını umursamazlar. Kendisini kusursuz gördükleri için yaşanan ve yaşattıkları olumsuz olaylarda sorumlu olduklarını düşünmedikleri gibi özeleştiri de yapmazlar…
Bu haftaki kitap önerisi olarak, yazımızla da bütünleşecek olan Miguel de Cervantes Saavedra’nın Don Kişot eseridir.
Saygılarımla…
