Otuz altı yılı bulan bir süre içinde gazeteci olarak yaptığım haberleri, yazdığım yorumları toplayıp kitap yapsam bugünlerde, kitap okumayanların şu günlerde bolca poz verdiği TÜYAP Fuar Alanı’nın tüm stantlarını dolduracak kadar kitaplarım olurdu.
Çünkü adımı aldığım yazar Fakir Baykurt’tan, ahırda teksir makinesi ile basılan “Fakir Dostu” gazetesinden, ofset dâhil teknolojinin tüm imkânlarından yararlanıp bastığım gazetelerimi yükleyecek kamyon arasam, Posof Ulgar’da yağan kardan, esen tipiden esir kalan yerli yabancı tırlar bile yetmez.
Evet, bunca yıldır yaptığım gazetecilik mesleğimi en iyi şekilde yapmaya gayret ederken, onca haberimin, yorumumun şahsi, özel veya bazı alçakların öne sürdüğü şerefsizce iddialarla “şantaj yapıyor” suçlamalarını, “haydi oradan alçak” diyerek es geçip ve “O üzülecek, bu ağlayacak, falan küsecek, filan kin bağlayacak” diye düşünmeden, çekinmeden o çok aranan ve istenen gazeteciliği en iyi şekilde ortaya koyma adına sadece habercilik yapmaya gayret ettim.
Bir gazeteci olarak ben buna çaba gösterirken, birileri de “Yazdın da ne oldu, değişen bir şey mi oldu?” diyerek dalgasını geçti; bir diğerleri de “Sen bunu, şunu, onu yazmaktansa git savcılığa şikâyet et, daha iyi olur; savcılar da harekete geçer” diyerek gazetecilikle, habercilikle şikâyetçiliği yani hayatımda en çok kızdığım, çukurdan daha aşağı dediğim ihbarcılığı, yerel ağızla jurnalcılığı önerdi.
Ama ben gazeteciliğin, kendilerinin yaptığı jurnalcılıkla, ihbarcılıkla karıştırılmamasını ve “gazeteciyim” diyenin toplumun, kamuoyunun sesi, gözü, kulağı olduğu gibi vicdanıdır diyerek elimin tersiyle ittiğim bu tür alçak yönlendirmelere de direnip, işim olan gazeteciliği yapmayı daha uygun, daha vicdanî görüp, ekmeğimi de kazandığım işimi, gazeteciliğimi en namuslu şekilde yapmaya gayret ettim.
Ve “Bunca yazman, yorumlaman boş… Sen en iyisi git resmiyette şikâyetçi ol…” diyenlere, “Ben gazeteciyim; aldığım, öğrendiğim, bulduğum ve habere değer ise mesleğim olan gazetecilik yaparak, yaşananları en saf hâliyle, yorum katmadan, iftira eklemeden, şer atmadan sana ve kamuoyuna haber ve yorum olarak yazmakla mükellefim. Yani ‘O dediğin iş benim işim değil; mağdurum, hırsızı gördüm, biliyorum… Ama çalan, çırpan, haksızlık yapan beni bilmesin, yarın işim düşer’ diyen o iş senin işin…” diyerek bu tür saçma önerileri reddettim.
Ve bu durumu, “yerelden ulusala gazetecilik” diyerek “ARDAHAN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA ŞİKÂYET VE İHBARIMDIR..” başlığıyla yazdığım bir yorumu, haberi alıp birinci sayfasında Yeni Ardahan muhabiri Şenol Bozkurt’un imzasıyla ulusala taşıyan Sabah Gazetesi’nin, “Ardahan Belediyesi’nde yolsuzluk iddiası…” başlığıyla verdiği haber sonrası da yaşadım.
İşte onlardan birkaç örnek…
Sabah Gazetesi’nin 1. sayfasında verdiği “Ardahan Belediyesi’nde yolsuzluk iddiası…” haberini görenlerin, okuyanların bana dönüp, “Ya güzel olmuş da sen savcılığa şikâyet ettin mi ki, etmediysen ilgilenmezler… Bomba haber de ona kimse ne hikmetse dokunmuyor… Savcılık dikkate almayacaktır… AKP’li belediye olsaydı haber değeri olmazdı…” şeklinde mesaj ve onca telefon konuşması alıyordum.
Gülüp geçtiğim bu tür mesaj ve telefon görüşmeleri ardından, “Ben işimi yaptım… Gerisi savcılıkta mı, ilgili yetkilide mi, onu bilmem ve gazeteciliğimi Allah’a havale ediyorum. Ben gazeteciliğimi yaptım, yapıyorum… Sabah Gazetesi de benim haberimi ve yorumumu kaynak gösterip ‘Ardahan Belediyesi’nde yolsuzluk iddiası…’ başlığıyla 1. sayfasında haber yapmış. Başka ne yapabilirim? Sen bunu yeterli görmeyip habere konu olandan rahatsızsan ve ‘Ama az bile yazmışsın…’ diyorsan, o zaman kendin git savcılığa, ilgiliye, yetkiliye sen şikâyet et, sen ihbar et… O iş benim değil…” diyordum.
Ve Sabah Gazetesi’nin haberini görüp beni arayan, bana yazan bu okurlarımın gazeteciliğin ne olduğunu bilmediklerini düşünüp, “Belki gazeteci geçinenler de faydalanır…” diyerek Google amcadan gazeteciliği anlatan en iyi makalelerden birini arayıp alıp, gazeteciliğin ihbarcılık, şikâyet mercii değil; 5N 1K diyerek yaptığı habercilik olduğunu anlatan aşağıdaki makaleye dokunmadan aynen yayımlıyordum.
İşte, zaman zaman yeterli gazetecilik, medyacılık yapmadığı gibi her iktidarın borazanlığını yapmakla suçlanan, eleştirilen TRT’nin internet sitesindeki Akademi sayfasında yer alan “Gazetecilik Nedir?” başlıklı o makalesini siz de okuyun…
Yani gazeteciliğin ne olduğunu, “gazeteciyim” diyen benim ve TRT başta olmak üzere kimin gazetecilik yaptığını ve gazeteciliğin ihbarcılık, şikâyetçilik ve jurnalcilik olmadığını; gazetecinin yazdıklarını okuyacak ve ihbar sayacak olan savcının, senin, onun, bunun işi olduğunu belki kavrarsınız diyorum…
Gazetecilik Nedir?
Gazetecilik, sadece haber sunmak değil; gerçeği araştırmak, doğrulamak ve kamuoyunu bilgilendirmektir. Peki gazeteciliğin temel görevleri nelerdir, nasıl bir etik anlayışla yürütülmelidir? Medyanın yapı taşı olan gazeteciliği yakından tanıyın.
Gazetecilik, haberleri toplama, araştırma, yazma, düzenleme ve halkla paylaşma sürecini kapsayan bir meslek dalıdır. Gazetecilik, toplumları bilgilendirmek, haber değeri taşıyan olayları aktararak kamuoyunun doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmasını sağlamak için önemli bir görev üstlenir. Gazetecilik; gazeteler, dergiler, televizyonlar, radyo istasyonları ve internet platformları gibi çeşitli medya araçlarıyla yapılabilir. Amacı, bir ürün ya da hizmetin tanıtımından çok, olayları nesnel bir şekilde aktarmak, doğru, güncel ve önemli bilgileri halka ulaştırmaktır.
Gazeteciliğin Önemi
Gazetecilik, toplumsal işleyişin ve demokrasinin temel taşlarından biridir. Bilgi edinme hakkı, her bireyin temel haklarından biridir ve gazetecilik bu hakkın yerine getirilmesinde önemli bir rol oynar. Gazetecilik nedir sorusunun cevabı, sadece haber sunmakla sınırlı değildir; aynı zamanda doğru, dürüst ve tarafsız bir şekilde kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlayan bir sorumluluktur. Günümüzün dijital çağında gazeteciliğin rolü ve sorumluluğu daha da büyümüş, toplumsal olayların doğru bir şekilde aktarılması toplumu bilgilendirmek açısından daha önemli hâle gelmiştir. Gazetecilik, sadece bilgi sağlamak değil, aynı zamanda insan hakları, adalet ve özgürlük gibi değerlerin korunmasında da aktif bir rol oynar.
Gazeteciliğin Temel İlkeleri
Gazetecilik, belirli etik kurallara ve ilkelere dayanır. Bunlar arasında tarafsızlık, doğruluk, dürüstlük ve açıklık yer alır. Bir gazeteci, haberin tarafsız ve objektif bir şekilde aktarılması için özen gösterir. Ayrıca gazetecilik anlayışında bilgiye dayalı haber üretmek önemlidir; doğruluğu teyit edilmemiş bilgi verilmemelidir. Gazetecilik, kamuoyunu bilgilendiren, aydınlatan ve bazen de toplumsal sorumlulukları yerine getiren bir görev olarak kabul edilir.
Gazeteciliğin Türleri
Gazetecilik, farklı içerik türlerine ve işlevlerine göre çeşitli adlar alır. Bu türler, haberin sunum biçimine, içeriğine ve hedef kitlesine göre değişir.
Haber gazeteciliği; olayları ve gelişmeleri kısa ve öz bir şekilde aktaran gazetecilik türüdür. Hedef, okuyucuya en güncel ve doğru bilgiyi sunmaktır.
Araştırmacı gazetecilik; derinlemesine araştırmalar yaparak, gizli kalmış veya halktan saklanan bilgileri ortaya çıkarmayı amaçlar. Bu gazetecilik türü, genellikle uzun süreli çalışmaları içerir ve toplumsal sorunları, yolsuzlukları veya adaletsizlikleri açığa çıkarabilir.
Spor gazeteciliği; spor olayları, maçlar, takım haberleri ve oyuncular hakkında yazılan haberleri kapsar. Bu tür, sporcular ve izleyiciler arasındaki bağı kuvvetlendirir.
Magazin gazeteciliği; eğlence, ünlüler, moda, yaşam tarzı gibi konularda yapılan gazeteciliktir. Bu tür haberler genellikle daha hafif ve renkli içeriklere sahiptir.
Gazetecilik ve Dijitalleşme
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte gazetecilik dijitalleşmiştir. İnternetin yaygınlaşması, haberlerin hızlı bir şekilde yayıldığı çevrim içi platformların artmasına yol açmıştır. Dijital gazetecilik, geleneksel medya araçlarının ötesinde; sosyal medya, bloglar, YouTube ve çeşitli dijital yayın platformları üzerinden gerçekleştirilen haber üretimini ifade eder. Dijital ortamda gazetecilik yapmak, haberlerin hızlıca paylaşılmasını ve geniş kitlelere ulaşılmasını sağlar. Ancak dijitalleşmenin getirdiği en büyük zorluklardan biri, doğruluğun ve güvenilirliğin sağlanmasıdır. İnternet üzerinden yayılan yanlış bilgi, toplumsal kaosa yol açabilir.
Gazeteciliğin Toplumdaki Rolü
Gazetecilik, toplumlar için son derece önemli bir rol oynar. Gazetecilik, halkı bilgilendirmenin yanı sıra güç sahiplerini denetleme işlevini de yerine getirir. Bu yönüyle gazetecilik, demokrasinin işleyişine katkıda bulunur. Habercilik, insanlar arasında farkındalık yaratır ve toplumu etkileyen olaylar hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar. Ayrıca gazetecilik, toplumsal değişim ve iyileştirme sağlamak adına önemli bir araçtır. İnsanlar, gazetecilik sayesinde adalet, eşitlik ve haklar konusunda bilinçlenebilirler.
Gazetecilik ve Etik
Gazetecilikte etik, en önemli unsurlardan biridir. Gazetecilik etik kuralları, haberin doğru, tarafsız ve güvenilir bir şekilde sunulmasını garanti altına alır. Haberleri oluştururken gazetecilerin doğru kaynaklardan bilgi alması, çeşitli bakış açılarını dikkate alması ve manipülasyondan kaçınması gerekir. Ayrıca kişisel çıkarların haber içeriğine yansımaması için dikkat edilmelidir. Gazetecilik etik ilkeleri, halkın güvenini kazanmak ve toplumu doğru bilgilendirmek için kritik bir rol oynar.