Tolga Sezer

Tarih: 30.12.2025 15:40

Kilitlenen Siyasetin Vicdanla Açılan Kapısı

Facebook Twitter Linked-in

Türk siyasetinde zaman zaman öyle anlar gelir ki, toplum yeni bir ses arar. Gürültüden uzak, bağırmadan konuşan; popülizme kapılmadan, milletin kalbine dokunan bir ses… İşte tam bu noktada Anahtar Parti ve onun lideri Yavuz Ağıralioğlu, sahneye çıkmakla kalmadı; siyasetin pas tutmuş kilidine anahtar olma iddiasını da ortaya koydu.

Bugün Türkiye’de siyaset, çoğu zaman keskin kampların, yüksek tansiyonun ve kısır tartışmaların gölgesinde ilerliyor. Anahtar Parti ise bu hengâmenin tam ortasında, sakin ama kararlı bir duruşla “başka bir yol mümkün” diyebilen ender adreslerden biri olarak öne çıkıyor.

Yavuz Ağıralioğlu’nun siyasetteki en büyük sermayesi, hiç kuşkusuz sözüne duyulan güven. Bugün toplumun geniş bir kesimi, politikacılardan çok şey beklemiyor; ama en azından samimiyet arıyor. Ağıralioğlu tam da bu ihtiyaca hitap ediyor. Konuşurken kelimelerini tartan, bağırarak değil anlatarak ikna etmeye çalışan bir siyasetçi profili çiziyor.

Onu farklı kılan şey; rüzgâra göre yön değiştirmemesi. Kolay olanı değil, doğru bildiğini söylemeyi tercih etmesi. Bu yüzden belki kısa vadede popülerlik uğruna alkış toplamadı ama uzun vadede saygı kazandı. Türkiye’de siyasetin en çok ihtiyaç duyduğu şey de tam olarak bu: saygı uyandıran bir liderlik.

Anahtar Parti’nin yükselişi tesadüf değil. Parti, kendisini ne öfke siyasetine ne de kimlik kavgalarına hapsediyor. Milliyetçi, muhafazakâr ama aynı zamanda vicdanlı ve kapsayıcı bir dil kuruyor. Bu da özellikle “siyasetten soğudum” diyen seçmende yeni bir merak ve umut yaratıyor.

Kısa sürede artan üye sayısı, sahadaki teşkilatlanma hızı ve Anadolu’da karşılık bulan söylemi, Anahtar Parti’nin bir “masa başı projesi” olmadığını gösteriyor. İnsanlar bu partiye bakarken şunu söylüyor:

“Bunlar gerçekten memleket meselesi konuşuyor.”

Elbette anketler konuşuluyor, yüzdeler tartışılıyor. Ancak Anahtar Parti’nin asıl yükselişi rakamlardan önce zihinlerde yaşanıyor. Bugün yüzde kaç oy aldığı değil, yarın hangi boşluğu dolduracağı önemli. Çünkü bu parti, küskün seçmenin adresi, kararsızların sığınağı olma potansiyelini her geçen gün biraz daha güçlendiriyor.

Siyasette kalıcı olanlar, anketle değil; milletle bağ kurarak büyür. Anahtar Parti’nin yaptığı da tam olarak bu.

Türkiye yeni bir hikâye arıyor. Ne eski defterlerin tozunu yutmak istiyor ne de içi boş vaatlerle oyalanmak… Yavuz Ağıralioğlu’nun liderliğinde Anahtar Parti, bu arayışa ciddi, ahlaklı ve tutarlı bir cevap veriyor.

Belki bugün iktidarın anahtarı henüz ellerinde değil. Ama şurası çok net:

Milletin gönlüne giden kapının anahtarı, artık bu partinin cebinde.

Ve siyaset, eninde sonunda gönül kazananları unutmaz.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —